Güncel
Suriye’de vurulan İran ama mesajın muhatabı Rusya
Haber Türk yazarı Nihal Bengisu Karaca, Suriye'de başlatılan operasyonun perde arkasını ve asıl hedeflerini köşesinde değerlendirdi.
ABD BaÅŸkanı Trump gibi bir narsist ve boÅŸ tehditler yaÄŸdırmaktan zevk alan biri de olsa ABD’nin Duma’daki kimyasal silah saldırısını tamamen cezasız bırakamayacağı ortadaydı. Nitekim 12 Nisan tarihli “ABD ve Rusya nereye kadar gerilir?” baÅŸlıklı yazımda ÅŸunu da eklemiÅŸtim: “Sadece Rusya’yı çok fazla incitmeyecek bir saldırı olacak.”
Öyle de oldu. ABD, Ä°ngiltere ve Fransa ortak operasyon yaparak Suriye’deki bazı hedefleri vurdu. Genelkurmay BaÅŸkanı Orgeneral Joseph Dunford, Suriye’ye yönelik füze saldırısından dakikalar sonra ÅŸu açıklamayı yaptı: “Saldırı sadece 60 dakika sürdü ve sona erdi.” Ve eklemeyi ihmal etmedi: “Amerika, hedeflerini, Rus birliklerini hedef alma riskini azaltacak ÅŸekilde seçti.”
Peki ne oluyor?
VERİLEN SÖZLER
Görünürde ABD kimyasal silah kullanan Suriye rejimini ve hamisi Rusya’yı azıcık cezalandırıyor.
Ama sanırım bu, çok kısa bir özet olur.
Daha doÄŸru yorum, ABD’nin Rusya’yı , 11 Kasım 2017’de ajanslara düşen toplantıda alınan kararlara, o toplantıda verdiÄŸi sözlere uymaya zorladığıdır.
Hatırlarsınız, iki devletin liderleri Kasım 2017’de Vietnam’da bir araya gelmiÅŸ ve Kremlin’den “Rusya Devlet BaÅŸkanı Vladimir Putin ile ABD BaÅŸkanı Donald Trump’ın, Suriye’de çözümün askeri deÄŸil siyasi olması gerektiÄŸi konusunda anlaÅŸtıkları” açıklaması yapılmıştı.
Ä°ÅŸin özü ÅŸuydu: Rusya, Suriye’de stratejik ve askeri açıdan var olmak mı istiyordu? Olsundu. ABD “sorunları giderilmiÅŸ” bir Suriye’den para kazanmayı burada asker kaybetmeye, daha da önemlisi buralara para dökmeye tercih ederdi. Rusya rejimin kalmasını mı istiyordu? Tamam rejim de kalsındı.
Ä°ran konusu karışıktı. Ä°ran kendisiyle organik iliÅŸki içinde olduÄŸu “Esad Ailesi giderse olmaz” diyordu. Hem Rusya’nın müttefiki, hem sahada barış ihtimalini sonsuza dek baltalayacak güçte olan bir “yerli” aktördü. Eh hadi, o zaman ÅŸimdilik Esad da kalsındı! Ama madem Rusya bütün bu koÅŸulları yönetebileceÄŸini vaat ediyordu; Esad’ı denetleme, Ä°ran’ı dengeleme, Ä°srail’in güvenliÄŸini temin etme sözüne de harfiyen uymalıydı. Esadkalacaksa bile, deÄŸiÅŸtirilmesi dönüştürülmesi elzemdi.
Allah var, Rusya Astana sürecini iyi yürüttü. Türkiye’nin de dahliyle görüşmelerin bir noktaya gelmesi saÄŸlandı. Artık anayasa konuÅŸuluyordu. Seçimler ve olası idari yapılanma modelleri bile konuÅŸulmaya baÅŸlanmıştı. Rusya puan topluyordu.
Ancak sonuca yaklaÅŸma emareleri belirdikçe müttefikler arası nüanslar baÅŸ göstermeye; Ä°ran ipe un sermeye baÅŸladı. Çünkü Ä°ran bırakın Esad rejiminin gitmesini, yeni bir Esad’a bile razı deÄŸil. Dahası Suriye’de, kendi milliyetçi ve mezhepçi yayılma modelinin önüne takoz olabilecek hiçbir idari modele razı deÄŸil.
Bir yere varma ihtimali belirdikçe Rusya’nın olurunu alan iÅŸler, Ä°ran’dan tam destek alanEsad’ın bildiÄŸini yapmaya devam etme eÄŸilimine tosladı. Tahran-BaÄŸdat-Åžam-Lübnan hattını Esad’ın hayatta kalışı ve Türkiye’nin güvenlik kaygıları sayesinde toparlamak isteyen Ä°ran’ın arzularına tosladı. Bu toslayışların çarpan etkisinde Suudi Arabistan’ın da payı vardır.
AZ BEDEL, ÇOK PAY
ABD, Suriye’ye yaptığı göstermelik vuruÅŸlarla Rusya’yı, Esad’ı ve Ä°ran’ı “tutmaya”, “dengelemeye” icbar ediyor. “Suriye’den çıkmaya varım, ama sen de vaadini yerine getir” diyor. Peki neden? Çünkü her zorlama, savaÅŸ sonrası Suriye’nin imarı ve inÅŸası, Kerkük’ten DoÄŸu Akdeniz gazına uzanan enerji hattı pazarlıklarında daha fazla pay anlamına gelir. ABD söz konusu ise bu iki kere doÄŸrudur.
Hülasa: Bütün aktörlerin fazlasıyla çirkin olduÄŸu bu düelloda, ne “Amanın Ä°ran hedefte” diye üzülmek anlamlı, ne de “Yine ne varsa ABD’de var” filan demenin bir vicdanı var. Zira an itibarıyla Ä°ran, tarafları az çok tatmin edebilecek bir çözümü engelleyen ve yangını harlayandır. ABD ise Suriye’ye bakarken “Az bedelle nasıl çok söz ve pay sahibi olurum?” sorusundan daha fazlasını görmeyen.
***********
28 ÅžUBAT DAVASI KARARI VE ‘HESAPLAÅžMA’
Henüz yorum yapılmamış.